114/2- OKU

Allahın selamı üzerimize olsun.
Değerli kardeşlerim!
Allahın ilk emrinin Oku Olduğunu hep duyarız ve böylece inanırız. Şimdi bu emrin geçtiği Kur’anı kerimin ilk suresini bir incelemeye çalışalım.
Puta tapan Mekke halkına rağmen Hz Muhammed Mustafa s, Nur dağında ki Hira mağarasında inzivaya çıkar ve tek Allaha ibadet ederdi.
Son peygamber olarak tüm âlemlere gönderilen Rasülüllah efendimize burada En büyük melek olan Cebrail a. İlk sureyi ve OKU emrini getiriyor;
 Rahman ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!
2. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.
3. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
4. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.
5. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.
6. Gerçek şu ki, insan azar.
7. Kendini kendine yeterli gördüğü için.
8. Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.
9. Gördün mü şu men edeni,
10. Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)?
11. Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,
12. Yahut takvâyı emrediyorsa?
13. Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!
14. (Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!
15. Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).
16. O yalancı, günahkâr alından (perçemden),
17. O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.
18. Biz de zebânîleri çağıracağız.
19. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!

İlk ayetlerde iki defa OKU diye emredilmiştir, Peygamberimizin anlattığına göre birinci emirden sonra; ben okuma bilmem, sözü üzerine ikinci defa olarak Cebrail a. Rasülüllah’ı s. Sıkarak tekrar, OKU diye emretmiştir.
Burada Peygamberimizin okuma yazma bilmemesi üzerinde biraz duralım. Edebiyatın en gelişmiş çağını yaşadığı  bir zamanda tüm insanlığa gönderilen peygamberimiz Ümmi idi yani anadan doğduğu gibi okuma yazma bilmiyordu, bu gerçek bu gün tüm insanlığı Kur’an’a yöneltecek kadar büyük bir hakikattir.
Aşağıda ki ayetlerde hem resulümüzün s. Ümmiliğini hem de bunun nedenini bulabiliriz;
 
7:157 - Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır.

7:158 - De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah'ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öldüren de, dirilten de O'dur. Bundan dolayı gelin, Allah'a ve resulüne iman edin. Allah'a ve Allah'ın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz.


62:2 - O'dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah'ın âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderdi. Oysa onlar, önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler.

 Ankebut. 48. Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, bâtıl’a uyanlar kuşku duyarlardı.
İşte Kur’an’ın edebi bir şaheser oluşunun esrarı esas burada saklıdır.
Okuma yazma bilmeyen Peygamberimiz s. Cebrail a. Okudukça, kaybetmemek için ezberlemeye çalışıyor ve hemen tekrarlıyordu. Bu Konuda da Kur’anı kerimin ilk ayetlerinde şöyle uyarılıyor;
 
75:16 - Onu hemen okumak için dilini depretme.
   
75:17 - Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.

Şimdi birazda Okuma üzerinde duralım.
Kur’anda nazil olan ilk ayet ve surelerde Kalem, Okuma, Mürekkep hokkası, Satırlar, gibi ilmin ilk heceleri ve aracıları geçmektedir. Zira her şeyin başı ilimdir, o da bu elemanlarla mümkündür.
Bütün insanlığa hele bizim yani Müslümanların içinde ki  İslam’ın ilme ve okumaya verdiği değerden habersiz  kişilere bunu belletmek boynumuzun borcudur.

Okuma kelimesinin Kur’anda karşılığı iki kelimeyle vardır;
1-Tilavet; 60 ayette çeşitli müştemilatıyla geçer. Bunlartdan bie tabesi şöyledir;
Bakara, 151. Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitabı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.

2-Kıraat; Kur’an kelimesi  de bu kökten olmak üzere 86 ayette geçer. onlardan bir tanesi şöyledir;

6:19 - De ki: "Şahitlik yönünden hangi şey daha büyüktür?". De ki: "Allah, benimle sizin aranızda şahittir ve bana bu Kur'ân vahyolundu ki, onunla hem sizi, hem de sizden sonra kendisine ulaşan herkesi uyarayım. Allah'la beraber başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten şahitlik eder misiniz?" De ki: "Ben buna şahitlik etmem". "O, ancak ve ancak bir tek ilâhtır ve gerçekten ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım" de.

Okuma emirlerinden sonra surede RASÜLÜLLAHA yapılan ilk muamele anlatılıyor; Peygamberimiz Kabe de namaz kılarken Ebucehil yani cahilliğin babası denen müşrik geliyor ve engellemeye çalışıyor, seni Darunnedve de sorgulatacağım diyor ve taraftarlarının çok olduğunu belirterek tehdit ediyor.
Darunnedve o zamanın ukalalarının buluştuğu bir kulüptür. Bu tehdidin ardından ise Allah c son ayetlerini onlara cevaba ayırıyor; 

14. (Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!
15. Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).
16. O yalancı, günahkâr alından (perçemden),
17. O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.
18. Biz de zebânîleri çağıracağız.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol